Ek gıdaya geçiş döneminde ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli konulardan biri bebeğin yeteri kadar prebiyotik alıp almadığı…
Çünkü prebiyotikler vücutta bağışıklık fonksiyonlarını geliştiriyor, hastalıklara karşı direnci artırıyor; sindirim sistemine de iyi geliyor. Ayrıca ek gıdayla alınan prebiyotikler, en güçlü prebiyotik kaynağı olan anne sütünün fonksiyonlarını da destekliyor. Peki, bu 'süper besin'i en çok hangi besinlerde bulabilirsiniz?
Ailelerin kurtarıcısı yoğurt
Prebiyotik ve probiyotik açısından zengin besinlerin başında yoğurt geliyor. Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olan yoğurt, aynı zamanda da en kolay ulaşılabilen zengin prebiyotik kaynaklarından. Kalsiyum, protein, B12 ve B6 vitaminleri açısından zenginliğiyle de bebek gelişimini, bağışıklığın güçlenmesini ve sindirim sisteminin düzenlenmesini sağlıyor. Peki, yoğurdu prebiyotik açısından hangi besinlerle daha da zenginleştirebiliriz?
Mineral deposu muz
Yoğurt karışımlarının gözdesi, aynı zamanda gerçek bir prebiyotik kaynağı… Özellikle tam olgunlaşmamış muzlarda çok daha fazla görülüyor. Potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, kükürt, demir ve bakır gibi mineraller açısından oldukça zengin olan muz, aynı zamanda bebeklerin en hızlı alıştığı ve iştahla yediği besinlerin başında geliyor.
Mucize meyve çilek
B, C ve K vitamini açısından zengin çilek aynı zamanda bir prebiyotik deposu. Sindirim ve bağışıklık sistemini güçlendiren, bebekler üzerinde sakinleştirici etkisi de saptanan çileği sekizinci aydan itibaren yoğurtlu tüm karışımlarınıza ilave edebilirsiniz.
Elmanın suyunu değil püresini tercih edin
Yoğurtlu karışımların vazgeçilmez öğelerinden biri de elma… Elma da diğer tüm prebiyotikler gibi bebeğinizin bağışıklığını düzenliyor, sindirim sistemine iyi geliyor. Elmayı bu kadar güçlü bir prebiyotik besin haline getirenin 'lif'leri olduğunu, dolayısıyla suyu yerine püresinin tercih edilmesini gerektiğini de hatırlatalım.
Başka hangi besinlerde var?
Eğer bebeğiniz iyi bir prebiyotik karışımı elde etmek istiyorsanız elbette tek çözüm yoğurtlu meyve karışımları değil. Sebzelerden kereviz, kurubaklagillerden bezelye ve mercimek, tam tahıllardan yulaf ve arpa da ayrı ayrı prebiyotik depoları…
Çünkü prebiyotikler vücutta bağışıklık fonksiyonlarını geliştiriyor, hastalıklara karşı direnci artırıyor; sindirim sistemine de iyi geliyor. Ayrıca ek gıdayla alınan prebiyotikler, en güçlü prebiyotik kaynağı olan anne sütünün fonksiyonlarını da destekliyor. Peki, bu 'süper besin'i en çok hangi besinlerde bulabilirsiniz?
Ailelerin kurtarıcısı yoğurt
Prebiyotik ve probiyotik açısından zengin besinlerin başında yoğurt geliyor. Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olan yoğurt, aynı zamanda da en kolay ulaşılabilen zengin prebiyotik kaynaklarından. Kalsiyum, protein, B12 ve B6 vitaminleri açısından zenginliğiyle de bebek gelişimini, bağışıklığın güçlenmesini ve sindirim sisteminin düzenlenmesini sağlıyor. Peki, yoğurdu prebiyotik açısından hangi besinlerle daha da zenginleştirebiliriz?
Mineral deposu muz
Yoğurt karışımlarının gözdesi, aynı zamanda gerçek bir prebiyotik kaynağı… Özellikle tam olgunlaşmamış muzlarda çok daha fazla görülüyor. Potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, kükürt, demir ve bakır gibi mineraller açısından oldukça zengin olan muz, aynı zamanda bebeklerin en hızlı alıştığı ve iştahla yediği besinlerin başında geliyor.
Mucize meyve çilek
B, C ve K vitamini açısından zengin çilek aynı zamanda bir prebiyotik deposu. Sindirim ve bağışıklık sistemini güçlendiren, bebekler üzerinde sakinleştirici etkisi de saptanan çileği sekizinci aydan itibaren yoğurtlu tüm karışımlarınıza ilave edebilirsiniz.
Elmanın suyunu değil püresini tercih edin
Yoğurtlu karışımların vazgeçilmez öğelerinden biri de elma… Elma da diğer tüm prebiyotikler gibi bebeğinizin bağışıklığını düzenliyor, sindirim sistemine iyi geliyor. Elmayı bu kadar güçlü bir prebiyotik besin haline getirenin 'lif'leri olduğunu, dolayısıyla suyu yerine püresinin tercih edilmesini gerektiğini de hatırlatalım.
Başka hangi besinlerde var?
Eğer bebeğiniz iyi bir prebiyotik karışımı elde etmek istiyorsanız elbette tek çözüm yoğurtlu meyve karışımları değil. Sebzelerden kereviz, kurubaklagillerden bezelye ve mercimek, tam tahıllardan yulaf ve arpa da ayrı ayrı prebiyotik depoları…
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.