Ciddi bir üreme sağlığı problemi olan infertilite (kısırlık), gün geçtikçe çok daha fazla sayıda çifti etkiliyor. Evli bir çift, 12 ay boyunca korunmasız cinsel birliktelikte bulunduğu halde hamilelik gerçekleşmiyorsa, bir uzmandan yardım alması gerekiyor.
Türkiye'de çiftlerin yaklaşık yüzde 15-20'sini etkileyen infertilitenin çeşitli nedenleri olabiliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sarp Özcan, bebek sahibi olmak isteyen çiftlere yönelik açıklamalarda bulunarak, infertilite ve tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.
Açıklanamayan nedenler olabiliyor
Çiftlerin yaklaşık yüzde 15-20'sini etkileyen infertilite, farklı nedenlerden kaynaklanabiliyor. Etkilenen grubun üçte birinde bu durumun nedeni; erkeklerde sperm azlığı, hareket eksikliği, sperm şekil bozukluğuyken; diğer üçte birinde ise kadınları etkileyen endometriozis, tüplerdeki tıkanıklık ve enfeksiyonlar karşımıza çıkıyor. Geri kalanlarda ise hem erkeğe hem de kadına ait nedenlerin aynı derecede etkili olduğunu söyleyen Dr. Sarp Özcan, "Çiftlerin yüzde 15'inde yumurtlama bozuklukları ve kalan yüzde 10'unda ise açıklanamayan nedenler hamileliğe ulaşmayı engelliyor" şeklinde konuşuyor.
Her 10 kadından en az 4'ünde görülüyor
Kadınların yaşı arttıkça, hamilelik ihtimalinin düştüğünün altını çizen Dr. Sarp Özcan, enfeksiyonların gelişmesi, endometriozisin ortaya çıkması, yumurtalık rezervinin azalması gibi durumların hamilelik oluşumunu azalttığını belirtiyor. Dr. Sarp Özcan, konuşmalarına şöyle devam ediyor: "Kadınlarda 30 yaşından sonra hamilelik şansı azalmaya başlıyor. Bu azalma 35 yaş civarında hızlanırken, 40 yaş ve üzerinde neredeyse direkt tüp bebek yöntemine gidilecek duruma geliyor. 40 yaş grubunda ise, her 10 kadının en az 4'ünde infertilite sorunları ile karşılaşıyoruz. O yüzden 'ne kadar erken o kadar iyi' anlayışı, hamile kalma ihtimali açısından doğru bir ifade oluyor."
Çiftler detaylı bir muayeneden geçiyor
İnfertilite kliniğine başvuran çiftlerin önce ayrıntılı öyküleri alındıktan sonra kapsamlı bir fiziki muayeneden geçmeleri gerekiyor. Dr. Sarp Özcan, erkeklerde sperm problemi ya da sertleşme sorunu yoksa muayenenin ileri dönemlere bırakılabileceğini ifade ederek, süreç hakkında bilgi veriyor: "Kadın muayene edildikten sonra, adet döneminde yapılan kapsamlı hormon analizleri, ilaçlı rahim filmi (HSG), yumurtlama tespitleri sonrasında bir tedavi planı çıkarılıyor. Çift gerekirse klinik psikologlara yönlendirilebiliyor. Çünkü bu süreç, çiftlerin üzerinde ciddi duygusal yükler yaratabiliyor."
Hamile kalma oranı yüzde 60
Kadınlarda doğurganlığın önündeki en önemli engellerden biri de tüplerdeki tıkanıklık. Dr. Sarp Özcan, eğer tüplerde tıkanıklık söz konusu ise laparoskopi işlemiyle tüplerin açılabileceğini söylüyor.
Bir yılı hamile kalmadan tamamlayan çiftlerin, takip eden yılda tedavi görmeden hamile kalma ihtimalinin yüzde 60 civarında olduğunu söyleyen Dr. Sarp Özcan, üç yılın sonunda şansın üçte bire kadar indiğini vurguluyor. Bu durumda uygulanacak tedavi yollarını ise şöyle açıklıyor: "O zaman hamile kalma şansını artıracak değişik tedavi yöntemleri, yumurtlama tedavisi amacıyla verilen hormon tedavisi, buna eşlik eden aşılama programları ve gerekli görülürse tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemleri uygulanabiliyor. Tüp bebek yapılamayacak durumlara ise nadiren rastlanıyor."
Her yıl 1 milyon bebek bu yöntemle dünyaya geliyor
Günümüzde her yıl dünya çapında 1 milyon bebek tüp bebek yöntemiyle dünyaya geliyor. Kişilerin konforunu bozmayan, komplikasyon riski çok düşük olan tüp bebek tedavisi, yaklaşık yüzde 40-50 oranlarında hamile kalınmasını sağlıyor. Geçmiş yıllarda uzun süreli tedavilerin başarısız olması sonucunda tercih edilen tüp bebek tedavisi, günümüzde birkaç aşılama ile başarı elde edilemediği takdirde uygulanıyor.
Türkiye'de çiftlerin yaklaşık yüzde 15-20'sini etkileyen infertilitenin çeşitli nedenleri olabiliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sarp Özcan, bebek sahibi olmak isteyen çiftlere yönelik açıklamalarda bulunarak, infertilite ve tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.
Açıklanamayan nedenler olabiliyor
Çiftlerin yaklaşık yüzde 15-20'sini etkileyen infertilite, farklı nedenlerden kaynaklanabiliyor. Etkilenen grubun üçte birinde bu durumun nedeni; erkeklerde sperm azlığı, hareket eksikliği, sperm şekil bozukluğuyken; diğer üçte birinde ise kadınları etkileyen endometriozis, tüplerdeki tıkanıklık ve enfeksiyonlar karşımıza çıkıyor. Geri kalanlarda ise hem erkeğe hem de kadına ait nedenlerin aynı derecede etkili olduğunu söyleyen Dr. Sarp Özcan, "Çiftlerin yüzde 15'inde yumurtlama bozuklukları ve kalan yüzde 10'unda ise açıklanamayan nedenler hamileliğe ulaşmayı engelliyor" şeklinde konuşuyor.
Her 10 kadından en az 4'ünde görülüyor
Kadınların yaşı arttıkça, hamilelik ihtimalinin düştüğünün altını çizen Dr. Sarp Özcan, enfeksiyonların gelişmesi, endometriozisin ortaya çıkması, yumurtalık rezervinin azalması gibi durumların hamilelik oluşumunu azalttığını belirtiyor. Dr. Sarp Özcan, konuşmalarına şöyle devam ediyor: "Kadınlarda 30 yaşından sonra hamilelik şansı azalmaya başlıyor. Bu azalma 35 yaş civarında hızlanırken, 40 yaş ve üzerinde neredeyse direkt tüp bebek yöntemine gidilecek duruma geliyor. 40 yaş grubunda ise, her 10 kadının en az 4'ünde infertilite sorunları ile karşılaşıyoruz. O yüzden 'ne kadar erken o kadar iyi' anlayışı, hamile kalma ihtimali açısından doğru bir ifade oluyor."
Çiftler detaylı bir muayeneden geçiyor
İnfertilite kliniğine başvuran çiftlerin önce ayrıntılı öyküleri alındıktan sonra kapsamlı bir fiziki muayeneden geçmeleri gerekiyor. Dr. Sarp Özcan, erkeklerde sperm problemi ya da sertleşme sorunu yoksa muayenenin ileri dönemlere bırakılabileceğini ifade ederek, süreç hakkında bilgi veriyor: "Kadın muayene edildikten sonra, adet döneminde yapılan kapsamlı hormon analizleri, ilaçlı rahim filmi (HSG), yumurtlama tespitleri sonrasında bir tedavi planı çıkarılıyor. Çift gerekirse klinik psikologlara yönlendirilebiliyor. Çünkü bu süreç, çiftlerin üzerinde ciddi duygusal yükler yaratabiliyor."
Hamile kalma oranı yüzde 60
Kadınlarda doğurganlığın önündeki en önemli engellerden biri de tüplerdeki tıkanıklık. Dr. Sarp Özcan, eğer tüplerde tıkanıklık söz konusu ise laparoskopi işlemiyle tüplerin açılabileceğini söylüyor.
Bir yılı hamile kalmadan tamamlayan çiftlerin, takip eden yılda tedavi görmeden hamile kalma ihtimalinin yüzde 60 civarında olduğunu söyleyen Dr. Sarp Özcan, üç yılın sonunda şansın üçte bire kadar indiğini vurguluyor. Bu durumda uygulanacak tedavi yollarını ise şöyle açıklıyor: "O zaman hamile kalma şansını artıracak değişik tedavi yöntemleri, yumurtlama tedavisi amacıyla verilen hormon tedavisi, buna eşlik eden aşılama programları ve gerekli görülürse tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemleri uygulanabiliyor. Tüp bebek yapılamayacak durumlara ise nadiren rastlanıyor."
Her yıl 1 milyon bebek bu yöntemle dünyaya geliyor
Günümüzde her yıl dünya çapında 1 milyon bebek tüp bebek yöntemiyle dünyaya geliyor. Kişilerin konforunu bozmayan, komplikasyon riski çok düşük olan tüp bebek tedavisi, yaklaşık yüzde 40-50 oranlarında hamile kalınmasını sağlıyor. Geçmiş yıllarda uzun süreli tedavilerin başarısız olması sonucunda tercih edilen tüp bebek tedavisi, günümüzde birkaç aşılama ile başarı elde edilemediği takdirde uygulanıyor.
Destekleriniz ve eleştirilerinizi için lütfen yorum yazınız. Teşekkürler.